3 Mayıs 2011 Salı
Yeni fikirler, yanan ampüller!
Bunun bir kitap yazısı olmasını inanın ben de isterdim ama size güzel haberlerim var. Önce açıklamamı yapayım da bana kızmayın. Son 1 haftadır, üçer saatlik uykularla yaşıyorum. Evimi görseniz, ağlarsınız. Yerlerde halı yerine kitaptan, kağıttan yer kaplamaları oluştu. Neyse, bu Perşembe en geç özgürlüğüme kavuşacağım diye umuyorum.
Gelelim haberlere.
Aslında benden çok, son birkaç anketimizin de temelinde yatan kişi yani Photographis (Marvin the Martian) aklıma soktu tüm bunları. Aslında onunla konuştuklarımız birazdan bahsedeceğim şeyden daha farklı, daha güzel, ama şimdilik plan-proje aşamasında. Kim olduğunu merak ediyorsanız tıklayabilirsiniz, ya da şuraya tıklayabilirsiniz belki zaten tanıyorsunuzdur. Buradan da ona tekrar teşekkür etmiş olurum (:
Lafı daha fazla uzatamazdım sanırım...
Şöyle ki, ben geçen senelerde Yaratıcı Yazma Atölyelerine katıldım. Ve inanılmaz derecede çok keyif aldım, yeni insanlarla tanıştım en çok da kendimi tanıdım. Sonunda ne oldu? Bir anda roman ardına roman yazan biri elbette olmadım ama kendi dilimi az çok tanıdım. Şimdilerde buna tarz diyorlar... Neyse. Diyeceğim şu ki, bu tarz atölyelere belki zamanınız olmadığı belki de farklı nedenlerden ötürü katılamıyorsunuz. Haklısınız. İsterseniz buradan, benim aklımda kalan, bildiğim, duyduğum çalışmaları yapabiliriz. Nasıl mı oluyor?
Her çalışma için bir konu belirleniyor, bunlar genelde çok çok eğlenceli şeyler oluyor. Sonra da bir zaman limiti konuyor. Maksimum 1 saat. Sonra başlıyorsunuz yazmaya, elinizi kağıttan kaldırmadan, takır takır. Ne imla hataları, ne devrik cümleler. Hiçbirinin önemi yok. Önemli olan sizin sadece yazma eylemine odaklanmanız. 1 saat içinde yazacaksınız mesela, ama tabi biz 1 haftalık bir süre koyarız, siz ne zaman o bir saati ayırıp tamamlarsanız, o zaman yollarsınız ya da kendinize saklarsınız.
Sizi birazcık daha heveslendirmek için bana verilen ilk konudan bahsedeyim. Verilen süre 30 dakikaydı. Projektör ile duvara bir görsel yansıtılmıştı. Bir kül tablası ve içinde onlarca sigara izmariti. Gerçekten iğrenç bir görüntüydü. Görev, bu izmaritleri dünyanın en lezzetli yemeği gibi anlatmaktı. Ama kurallar var. İzmarit bildiğimiz izmarit, yani tüm o kokusu, tadı, rengi ile lezzetliymiş gibi anlatmalısınız. Bunu belki ufak bir öykünün içine yerleştirebilirsiniz belki de sadece betimlersiniz. Size kalmış...
Sonra ne yaparız? İsterseniz bana yollarsanız, ben her zaman okumaktan zevk alırım. İsterseniz her çalışmada aramızdan biri sırayla jüri olur, birinci seçeriz, blogda yayınlarız. Ya da bir şey yapmayız, yazar kendimize saklarız. Önerilere açığım...
Açıkçası bunu hayata geçirirsek bence çok eğlenebiliriz. Yazar değiliz, kitabımız basılmadı, hayranlarımız yok. Ama hepimiz cümle kurabiliyoruz, bol kıvrımlı beyinlere sahibiz. Üzerimizde hiçbir baskı olmadan, sadece eğlenmek için bir şeyler yapabiliriz.
Sizden haber bekliyorum!
Kedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
hadi başlıyalım :))
YanıtlaSilHaha! Birazcık bekleyelim (:
YanıtlaSilozaman sen yine duyuru yaparsın blogda,konuyu süreyi..yazar gönderirim ben sana..gerçekten süper bi fikir bu.sürekli yazmak istiyorum ama miskinlik şu veya bu,hiç yazmıyorum.bana çok iyi gelicek bu olay..teşekkürler :)
YanıtlaSilşahane olabilir bu bence de:)
YanıtlaSilkulağa çok eğlenceli geliyor:))) şu sıralar yazıya odaklanmaya ihtiyacım vardı gerçekten :)) o zaman sana kocaman teşekkürler :)
YanıtlaSilSüper!Şimdilik gayet iyi gidiyoruz. Rica etsem, ilgileneceğini düşündüüğünüz kişilere de yollar mısınız? Kalabalık olursak daha bile güzel olabilir (:
YanıtlaSilBir aksiliğim ve uzun soluklu işim çıkmadığı sürece ben de varım! :) Çok eğlenceli görünüyor...
YanıtlaSilİlginç olabilir. Ben katılıyorum.... Birazdan oturup yazarım.. Hangi adrese yollamalıyım.
YanıtlaSilYa da blogumda da yayınlayabilirim.
Durun daha başlamadık değil mi? :) Konu henüz belli değil diye anladım. İzmarit sadece örnekti değil mi? Sevgili okuyankedi aydınlat lütfen bizi. :)
YanıtlaSilBen de oğlumdan fırsat bulduğumda yazmak isterim.Bir yerden başlamak istiyorum çünkü yazmaya!Başlayınca haber vereceksin değil mi?
YanıtlaSilöykü olarak yazmıştım aslında. blog kullanmıyorum olmadı açarım ama email üzerinden okuyankedi'ye öyküleri göndermek, onun seçeceği işleri(sonuçta kendi blogu)haftada 1 değişmek kaydıyla blogda yayınlamak, fena olmayan bir fikirdi. kendisinin sınavları var, çoğu internet kullanıcısının da. :D konuyu anket yapar, kendisi belirler sorun yok. öykülerin uzunluğuna bir kıstas gelirse kimse sıkılmamış ve haftada 1 öykü yazmış, 1 öykü de okumuş oluruz. uzun diye buraya yazdım. Photographis
YanıtlaSilMerhaba herkese, yorumları görünce çok sevindim. Ama okuldan daha yeni geldim, kendimi gelir gelmez cevaplarımı yazıca. Bu arada, DAHA BAŞLAMADIK (:
YanıtlaSilNasıl olacak derken, düşünüyorum buldum sanırım.
YanıtlaSilYalanlar söylemeliydim masumluğuna inandırıp
Sonra Karşısına geçtim.
Anlamsız bakıyorum lakin ikna edemedim kendimi...
hikaye sanırım bana zor lakin destek var...
Bu arada doğduğumuzda başladık yazmaya neden daha başlamamış olalım ki (:
Bu bir tanışmadır.. Bu bir yardımlaşmadır.. Dayanışmadır.. Bu bir paylışmdır. Bu bir usteleyşmadır. Bu bir şuurlanmadır..
YanıtlaSilTeşekkür ederiz..
Bu etkinlik hoşuma gitti. Bende bulunmak isterim.
YanıtlaSil