18 Eylül 2011 Pazar
Yılın geri kalanına dair kehanetler.
1.Evde tek başıma sıkılıyorumlar sonucu çıktığım tek kişilik yurt odasında buhranlar geçiririm.
2.Günde en az 3-4 kahve içip, kalp atışlarımı patlatırım. En iyisi odaya su ısıtıcısı almamak.
3.Okul çok soğuk olur diyip götürdüğüm onlarca yün kazağa dokunmadan tüm kış boyunca tsirtlerle dolanırım.
4.Masam 3 gün düzenli duracaksa kalan 4 gün kağıt ve kitap istilasından kurtulamaz.
5.Gözlük takmak zorunda kalırım, her ne kadar kaçsam da artık yaşlanıyorum.
6.Derslerine girdiğim birinci sınıflar beni dinlemediklerinde gizli gizli ağlarım. Şaka. Ağlamam da katılım puanlarından hiç acımam, keserim.
7.Quizlerde kopya çeken miniklere, minik dediğimde artık 92 doğumlu insanlar, göz yumarım. Ama sınavlarda otorite benden sorulur.
8.Her sağlıklı beslenme kararımdan sonra aldığım muz ve elmalar bir kez daha çürüdükleri için çöpe atılırlar.
9.Beyaz peynir ve domatesli kahvaltılara elveda diyip conflakes gerçeği ile yüzleşirim. Bu arada cornflakes'e süt koymuyorum. Reçel yemediğim gibi, bu da bir diğer garipliğim.
10.Kar yağdığında herkesten önce koşup, çaktırmadan gizli gizli kar yerim.
11.Yeni insanlarla tanışırım. Bir çoğu ile merhabalaşma seviyesinde kalırız, kimileri en sevdiklerimden olur.
12.Bazı hocaları çok severim, hele bir tane çok yaşlı olan hocamı daha da çok severim ve ya ona bir şey olursa, inşallah çok geç ölür diye hep içimden geçiririm.
13.Sınavlara çalışırım. Yatarım. İçim rahat etmez, tekrar kalkıp son kez bakarım.
14.Sınav zamanlarında yapmamam gereken her şeyi yaparım. Aşık olurum, hasta olurum, 20 yaş dişi çıkarırım, boynum tutulur, bir anda yeni bir uğraş edinirim...
15.Sınav zamanı okuyamadığın tüm kitaplara bakıp iç geçiririm.
16.Sınav zamanı bloga can sıkıntısından saçma sapan yazılar yazarım.
17.Kütüphane ikinci evim olur.
18.Kütüphanede uyuyakalırım.
19.Uzaktaki arkadaşlarımı, ailemi özlerim. En çok da önümüzdeki 2 sene boyunca annemler ile yaşayacak olan kedimi.
20.Fotokopi kuyruğunda, bankamatik kuyruğunda, market kuyruğunda, yemekhane kuyruğunda beklerken, kaçıp gitsem şimdi şu anda derim, sonra unuturum.
21.Yağmur yağdı mı çok mutlu olurum.
22.Yeni yazarlar keşfederim.
23.Ara Kafe'de makarna yerim. Gezi İstanbul'da sıcak şarap içerim. Okula dönüş yolunda tokluktan uyuyakalırım.
24.Birilerini çok iyi tanıdım sanırım. Sonra bir anlık bir şey olur. Yeni baştan tanışırız, hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
25.Karda kesin en az bir kere düşerim.
26.En az bir kere yemekhane yemeğinden zehirlenirim.
27.Gerçek eğlencenin Irish Pub olduğuna bir kez daha inanırım.
28.Silgilerimi kaybederim.
29.Gereksiz alışverişler yaparım. Sonrasında azıcık pişman olsam da, yüzsüzlüğe vururum.
30.Kesin en az bir kere para kaybederim. Ya düşürürüm ya çalınır. Ama o para hep kaybolur.
31.Galata'nın ara sokaklarında kaybolurum. Umarım kaybolurum.
32.Anahtarımı kaybederim. Parasını ödemek zorunda kalırım.
33.Okulun köpekleri her sabah mutlaka beni fakülteye kadar geçirirler, karşılığında öğlen yemekleri bendendir.
34.Kalemler bitiririm, kalemler alırım. Defterler bitirir, defterler alırım.
35.Bir yıl içinde en az 4 kere kağıt kesiğine ağlarım. Genellikle yaralanan hep işaret
parmağımdır.
36.Yeni aldığım kışlık botlarım ilk hafa mutlaka ayağımı vurur.
37.Doğum günümde dünyanın en mükemmel şeyinin başıma gelmesini beklerim, gelmez. Elimdekiler ile yetinirim.
38.İstanbul Modern'e giderim, sonra gerçek hayata geri dönerim. Acılı olur.
39.Koridorlarda aceleden mutlaka birileriyle çarpışırım. Ama kitaplarım hiç yere dökülmez (çantamdadır), çarpıştığım insanlar genelde 50 yaş ve üstüdür.
40.Gece sınıflardan birine gidip, dev ekranda korku filmi izlemeye karar veririz. İlk korkup kaçan ben olurum.
41.Kızlarla beraber sınava çalışmaya kalkıp, son 3 saati dedikodu yaparak geçirdiğimiz fark edip kavga etmeye başlarız.
42.Yemekhanede beş gün üst üste tavuk yedikten sonra hayattan nefret ederim.
43.Bu Cumartesi 12'ye kadar uyuycam kararı sonrasında, kendiliğimden saat 8 olmadan uyanırım. E o zaman koşarım ben de derim. Koşarım. Üstüne omlet yerim.
44.Sushi Express'e giderim. Her seferinde, bu sefer wasabiyi de yiycem derim, korkarım, yiyemem. Keşke yemekhanede de sushi çıksa derim. Bunu yiyebildiğim için kendime şaşarım.
45.İzmir'i, en çok da gerçek denizi özlerim. Marmara pek deniz gibi değil bence. Balık avlamayı, lezzetli balık ve midye yemeyi özlerim.
46.Çok sık “Hani bazen çok garip...” kalıbıyla başlayan cümleler kurarım.
47.Vapura binerim. Sırf vapura binmiş olmak için karşıya geçerim. Ama ters oturamam, midem bulanır.
48.Karar veremem. Kararsızlıktan fenalık gelir.
49.En az 3 bardak kırarım. Bazen de 2 bardak 1 tabak.
50.Gülerim. Çok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sevdim bu kehaneti:)
YanıtlaSilBir solukta okudum derler ya , işte öyle okudum. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, (:
YanıtlaSilüzülürüm.. çok üzülürüm.. üzülecek çok şey bulabilirim.. kedilere üzülürüm mesela.. sonra insanlara çok üzülürüm.. kendime üzülürüm.. anneme üzülürüm en çok... annem ne zaman gelse aklıma ağlarım.. ne zaman ağlamaklı olsam annemi getiririm ağlayabileyim de yarım kalmasın boğazıma düğüm olan hüzün derim.. ağlarım.. uzak şehirlerin uzak çocuklarını gösteren fotoğraflar da üzer beni.. o çocukların ayakları yalın olur.. sade olur yüzleri.. yürekleri yüzlerine vurmuştur bence diye düşünmeden edemem.. onların da üzgün olduğunu düşünerek tekrar bi hüzün basar.. dudaklarım büzülür tıpkı çocuklar gibi.. o çocuklarla çocuk olurum.. ağlarım..
YanıtlaSilşimdi sen gülersin ya.. benim aklıma da bunlar geldi... seni yolculuk dergisinde gördüm.. bi bakayım dedim ne var ne çok.. okumak güzeldi yazılarını...