"Yanına git ve gülünç görünüşlü olmadığına onu inandır. Sana gerçekten yardım edebilir, Fred" diye direndi.
"Senin onun yardımını istemediğini öğrendim." Bu sözüm onu şaşırtmıştı. "Dr. Wassell'in Öyküsü'nden söz ediyorum" diye ekledim."Hala bunu mu anlatıyor?" diyerek odanın karşı tarafındaki Berman'a sevgi dolu bir bakış fırlattı.
"Ama haklı olduğu bir nokta var, kendimi suçlu saymalıyım. Bu rolü bana vereceklerinden ya da benim bunu başarabileceğimden değil. Onlar bana bu rolü vermezlerdi, ben de beceremezdim zaten. Kendimi suçlu saymalıyım, çünkü ben bununla ilgili bir damla bile hayal kurmazken, onun hayal içinde yaşamasına göz yumdum. O zamanlar kendimi geliştirmeye uğraşıyordum. Bir sinema yıldızı olamayacağımı da iyi biliyordum. Bu çok güçtür, eğer akıllı biriysen, çok utandırıcıdır da. Buna yetecek derecede aşağılık kompleksim de yok. Bir sinema yıldızı olmak, aynı zamanda kocaman ve şişman bir benliğe sahip olmak demektir derler. Gerçekte ise hiçbir benliğe sahip olmamak gerekir. Zengin ve ünlü bir kişi olmak istemem demek istemiyorum. Bu benim planlarımda var ve günün birinde buna erişeceğimi umuyorum. Fakat böyle olsa bile, benliğimin peşi sıra gelmesini isterdim. Güzel bir sabah uyanıp da Tiffany'de kahvaltı ettiğim zaman bile yine kendim olmak isterim."
- Tiffany'de Kahvaltı, Truman Capote.
mutlu olmak istediğimde tekrar tekrar seyrettiğim film..
YanıtlaSilinsanın yüzünde tebessüm oluşturuyor:) film
YanıtlaSilhayırlı günler sevgiler:))