12 Ağustos 2011 Cuma

Mekteb-i hayat.


""Rüştü Şahin'i ilk kez, babası babamın işleriyle ilgili kağıtları iletmek için onu bize yolladığında, üst sofadan geçerken görmüştüm. Havuzlu bahçeye salıncak kurulsun diye direttiğim günlerdeydi. Bana bakakalmıştı. Bahriye yakalı lacivertlerim vardı üstümde. Saçlarımı, istediğim yapılmadığından, dadıma kıvırtıp toplatmamıştım. Merdivenlerin bitiminde duruşu sıkıntılıydı. Ceylanı andırır kara gözleri vardı. Azıcık batık şakakları yüzünün gençliğine aykırı düşüyordu. Bir an önce odalarla, sofalarla, zenginlikle yüklü bu yerden kaçmak istiyormuş, bana sonra söylemişti. "Taşbebek gibiydin. Beğenmeyen bakışların vardı. Öylesine güzeldin ki bizim semtte senin güzelliğinde hiçbir şey görmemiştim o güne kadar," demişti. "Ne ağaç, ne çiçek, ne insan, ne de bir eşya." Gülüvermiştim. "Hiç insan güzelliği ağaçla, eşyayla karşılaştırılır mı Rüştü Şahin!" demiştim. "Burnu kitaptan çıkmaz demişti bir gün babası babama. "Ama fırsat olmalı ki Darülfünuna gönderebilelim." Babam elindeki kağıtlardan başını kaldırmadan, "Hayatını kazansın efendim, hayatını kazansın! Mekteb-i hayat, pek mühim ve elzem tecrübelerle doludur. Biz Darülfünun bitirdik mi? Yoo! Şimdi ise meydandayız," demişti. Rüştü Şahin'in babası bir an, tanımadığımız bakışlarla bakmıştı babama, sonra pencereleri örten perdelere... Yeniden gözlerini çevirdiğinde bakışları bildiğimiz gibiydi."

Füruzan, Gül Mevsimidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder