14 Ekim 2011 Cuma

Kiraz sepeti.


"Şahende Hanım altmış yaşında olmalıydı.
Elleri kınalıydı.

Bir kiraz sepeti sarsılıyordu
rafta, pencereye yakın.
Dikmişti sepete yuvarlak gözlerini
Derince'den binen gebe kadın.
Sepet Şahende Hanımındı.
Gebe kadının solunda oturan Bayan Emine
fısıldadı cesur
ve biraz da emrederek:
"-Bir iki tutam kiraz verin hanım nine,
tazecik aş eriyor..."
Kızardı ufacık kulaklarının memelerine kadar
eski şapkasının altında gebe kadın.
Fakat Şahende Hanım kımıldamadı.
"Kocakarı herhal sağır," diye düşündür Bayan Emine ve tekrarladı ricasını
yüksek sesle, daha cesur
ve daha çok emrederek...
Fakat Şahende Hanım aldırmadı.
Gebe kadın titriyordu utancından.
Bayan Emine
kocakarının sağırlığından artık emin
bağırdı Şahende Hanımı dürtüp:
"-Hanım ninen... hu..."
Şahende Hanım
kalın kemikleriyle yeldirmesinin içinden sıyrılır gibi
ağır ağır kalktı yerinden,
indirdi sepeti kınalı elleriyle rafın üzerinden ve açık pencereden dışarı
döktü kirazları.
Sonra boş sepeti eski yerine yerleştirip
ve tekrar kalın kemikleriyle siyah yeldirmesinin içine girip oturdu.
Eski şapkası sarsılarak ağlıyordu gebe kadın."

- Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları.

1 yorum:

  1. ne ilginç. ya da ben mi anlamadım.
    elleri kınalı nine, neden öyle yapmış... çok mu cimriymiş, paylaşmayı mı sevmiyormus.
    duyuyormusta duymazlıktan mı gelıyormus. ...

    YanıtlaSil