12 Kasım 2013 Salı

Kedisiz hayat neden çok bayat?

"Ev, kedinizin olduğu yerdir."

Londra’ya geliş hikayemi binbeşyüzaltıncı kere tekrar etmeme gerek yok sanırım. Geldim, ve 'tüm' kedilerim (iki tane) geride kaldı. Yaşlı kedim ailemde, genç kedim de erkek arkadaşımın ailesinde. Nasıl özlüyorum bilemezsiniz. Belki de bilebilirsiniz. Kedisiz hayata hiç alışkın değilim. Kedisiz hayat çok bayat! Tam 90ların klişe sloganları gibi oldu. Her neyse, bu bayat ve yavan tadın sebeplerini açıklayayım:

  1. Kedi(leri)nizi özlüyorsunuz. Her şeyini. En çok da oyunları. Benim için en güzel çalışma molası, ben çalışırken bir köşede uyuyakalan kedimi uyandırıp önce burnunu ısırmak sonra da gıdıklamak olmuştur. İşte artık bu yok. Molalarım sıkıcı pencereden dışarı bakmalardan, Candy Crush oynamalardan ibaret.
  2. Kış geceleri soğuk ve acımasız. Yıllar geçiyor ve yaşlanıyoruz, her gün biraz daha üşüyoruz. Kış gecelerinin vazgeçilmezi bir adet kedi, tercihen bol tüylü. Şöyle siz uykuya hazırlanırken battaniyenizin altına girecek, ayaklarınıza sokulacak ve sabaha kadar kum çuvalı gibi hareket etmeden fosur fosur uyuyacak.
  3. Bazı kediler her daim aç. Böyle kediler de en çok yemek vakitlerinde özleniyor. Benim minik kedim Ayı’nın açlık genlerine işlemiş gibidir. Londra’ya geldim geleli ne zaman güzel bir şeyler yesem, ah şimdi burada olsaydı da lokmaları boğazıma dizene kadar gözlerini ayırmadan bana baksaydı diyorum.
  4. Hayatta minik heyecanlar şart. Yaramaz bir kediniz varsa her gün yeni yeni maceralar demek. 10 dakikadır sesi mi çıkmıyor, kesinlikle dolaplardan birinin (kimbilir hangisinin) en ücra köşesinde saklanıyor; aniden şirinlik mi yapmaya başladı, kesin arka odalarda bir işler çevirdi...
  5. Tırmık izleri aslında yaşanmışlıktır ve biraz da korkunç görünümlü eller ve kollar demektir. Birkaç aydır ellerim pürüzsüz, lekesiz ve pamuk gibi. Çünkü gece ben uyurken onları kemiren, masa başında yazı yazarken bunu oyun sanıp ellerime saldıran kimsem yok.
  6. Kedileri şahane zaman tüketicilerdir. Bir tek kendileri değil, tüyleri de yeterlidir bunun için. Diyelim ki kışları kadifeden vazgeçemeyenlerdensiniz. Ve yine diyelim ki o gün bordo kadife pantalonunuzu giymişsiniz ve olur ya, herkes sanki o gün sizi bir yerlerde bekletmeye sözleşmiş. Beklerken ne yapılır? Pantalondan kedinizin tüyleri tek tek toplanır. Var mı bundan eğlenceli aktivite. Şaka. Kitap da okuyabilirsiniz aslında.
  7. Uyuyan kedi, pencereden bakınan kedi, boş boş oturup tahminen içinden “bana neden bakıyor ki şimdi bu böyle?” diyen kedi izlemeyi severim. En çok uyuyan kedinin kıvrım kıvrım kıvrılan patilerini mıncırmayı severim. Uyuyan kediyle uğraşmayı sevdiğim kadar, uyuyan insanı da türlü türlü numaralarla uykusundan kaldırmayı da bilirim.
  8. Tek çocuk olmanın acı gerçeklerinden biri de evde, sokakta canınız sıkıldığında uğraşacağınız birinin olmamasıdır. Kedilerim bu görevi uzun süredir layığıyla yerine getirmekteler. Kendi halinde oturan kediyi hop diye kucağa almalar, burnuna üflemeler, çok çok öpmeler, kendi kuyruğunu ısırttırmalar en sevdiklerimdendir. Bir süredir hayatım bomboş beyaz kağıtlar gibi.
  9. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Buraya, bloga, "kedilerimle konuşuyorum ben" yazacak kadar cesur değilim. Konuşmuyorum zaten. Öyle uzun muhabbetler yapmıyorum da hani arada sırada, “nasılsın, naber, kuyruklar nasıl, sen yine şişmanladın ya, oh göbeğe bak” gibisinden şeyler söylüyorum. Sözlü sataşmalarda bulunuyorum. Bunları yapamıyorum bir süredir, çok canım sıkılıyor.
  10. En en çok uzun uzun gıdıkları, kulak arkalarını, göbekleri sevmeyi özlüyorum. Belki onlar da beni özlüyorlardır diye avutuyorum kendimi.

Tüm bu sebeplerden ötürü kedisiz hayatı hiç sevmiyorum. Benim aklıma bunlar geldi. Sizin kedili hayatı sevme sebepleriniz neler? Eğer siz de bir süreliğine kedilerinizden uzaksanız, kedisiz hayatın tatsızlığını paylaşır mısınız?


19 yorum:

  1. Duygularıma tercüman olmuşsun. Ben de kedilerimi ailemin evinde bırakıyorum İstanbul'a gelirken. Bu hafta da neredeyse her gece rüyamda onları gördüm. Gelip sürünmelerini, mırlamalarını ayrı ayrı özlüyorum. Hof =/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygular hep aynı sanki (: Hani burada sokakta kedi olsa gidip onları sevicem, o da yok. Tez zamanda kavuşalım inşallah.

      Sil
  2. Ben daha önce söylemiştim belki hatırlarsın, ciddi bir kedi fobisinden eve kedi almaya ve onsuz kalamamaya kadar giden uç bir hikayem var benim de. 3 yıldır da birlikte yaşıyoruz. Tatile gitmek bile istemiyorum bazen onu bırakmamak için. Gittiğimizde de veterineri arayıp "Lokum nasıl, ne yapıyor, iyi mi" sorularımla adamcağızı deli ediyorum :)
    Kedi benim için evin neşesi,ailenin bir ferdi, sıcaklığı... Bu satırları yazarken bilgisayarın köşesinden bıyıklarını kaşımasını da ayrı seviyorum.
    Bir de unutmadan ben Lokumla -isterseniz deli diyin- bayağı konuşur, dertleşirim;bence harika bir dinleyici :)
    Bu yazıyı da çok sevdim.
    Okuyan Kedi üzgünüm ama sen kedilerini çok ama çok özlemişsin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveet evet çok çok özledim. Kesinlikle ailedenler, ondan eminim. Çok garip ve güzel bir duygu aslında. Hele küçüklükten itibaren evde bir hayvanla büyümek, minnoş bir canlının sorumluluğunu almak çok önemli geliyor bana. Yakın zamanda kavuşurum umarım (:

      Sil
  3. Kedi değilde ben daha çok köpek insanıyım ama hayvan beslemek. O sevginin tadını almış olmak yeterli senin acını paylaşmak için. Hele de evinde sürekli seninle olunca. Eminim onlarda seni özlüyorlardır :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim hiç köpeğim olmadı ama olsa onu da çok severdim gibime geliyor (: Bence daha çok kaorifer yanında uyumak ve mutfaktan yemek çalmakla meşguller beni özlemekten ziyade (:

      Sil
  4. Bu bambaşka bir duygu gözle görülür ,elle tutulur ya da ifadeye dökülür bir tarafı yok ki!..özlemişsiniz belli bende çok özledim :(( öyle özledim ki ağlamaktan şişen gözlerimi görenler birimi öldü diyor direk.Bazılarıda bir kedi için akıttığın göz yaşına bak salakmısın be kızım diyorlar..Oysa bilmiyorlar ben nasıl seviyorum nasıl, nakış nakış işlemişim içime. Temizlik yaparken viledaya pati atışını ,evin içinde vitrin tepelerine ışın hızıyla çıkışını ,yattığım zaman direk koynuma gelip mır mır yüzümü sevişini ,uyurken şekildn şekile girmesini ,oyun oynarken kızdırdığımda direk savunmaya geçmesini sinirini alıncaya kadar peşimde koşmasını illaki bir pati bir darbe inecek.Çekmeceleri deşip ne varsa çıkarmasını yaramaz çocuklar gibi oda dağıtmasını ,hayır kızım dediğinde sesini yalvarır moda almasını..Gök gürlediğinde korkup saklanacak delik aramasını, korkmasını tüylerini kapartıp yan duruş pozisyonu alıp yan yan gitmesini..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok acıklı yazmışsınız ): çok özleniyor, demek kedi severler benzer duygulara sahip oluyor. Ne diyelim, Allah kavuştursun (:

      Sil
  5. Az once tesadufen buldum yazınızı, oyle guzel anlatmışsınız ki...
    Benim uzun ayrılıklarım olmadı hiç. Yaklaşık 5 senedir sadece hafta sonu tatillerim oluyor. İş vs. gibi sebeplerde de arayı çok uzatmıyorum. Ama o bir kaç gun bile yetiyor bana, uzatsam da keyif alamayacak duruma geliyorum o denli alışmışım onlara.
    Neden ve ne kadar sure onlardan uzak kalacaksınız bilmiyorum, henuz okumadım diger yazılarınızı. Ama umarım en kısa zamanda kavuşursunuz bebişlerinize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim, ben de kısa süreli uzak kaldığımda hep aklım kedilerimde kalırdı, sanki evde çocuğumu tek başına bırakmışım gibi evhamlanırdım. bir süre daha buradayım, okulum burada. ben de en kısa zamanda hasret gidermeyi umuyorum (:

      Sil
  6. Benim de bir kedim var. Sokakta açlıktan kırılan bi minikken almıştım daha. Tüylü desen tüylü değil, pofuduk desen pofuduk değil. Uykumun en tatlı anlarında beni uyandırmayı kendine görev edinmiş, kuyruğunu kovalamayı muhtemelen bi köpekten daha çok seven, dolap tepelerine, olabilecek en ilginç yerlere çıkıp uyumaya bayılan, ne zaman biri elime koluma baksa 'kedi mi besliyorsun sen?' diyeceği çiziklere sebep olan, yemek istedi mi normalden daha ince sesle miyavlayıp içimi kıyıran, ben evde olmayınca kıyafetlerimin üzerine işeyerek bana ceza veren yaramaz mı yaramaz Suşim. Ama gel gör ki, 2 gün evden ayrılsam, yoğun olup onunla ilgilenemesem, hemen özlüyorum. Çiziklerimi bile! Uzun lafın kısası, hislerime tercüman oldun demeye çalışıyordum. :) Kedilerin de seni özlüyordur.. Kavuşacağınız zaman günlerce onlarla oynayacağını düşünerek biraz daha iyi hissedebilirsin umarım.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim de kedilerimden biri sokak kedisi (: yaramaz olan o. her kedi ne kadar da kendine has, çok ilginç. ben de en kısa zamanda kavuşma planları yapıyorum.

      Sil
  7. Kediler ve köpekler çarpışıyor! :)
    Ben köpekleri daha insani, samimi, sevimli buluyorum ama kediler de var, güzel olan tabii. :)
    Kafa Dergi ve Ters Düz'e yorumlarınızla bekliyorum. :)

    YanıtlaSil
  8. Ne kadar güzel anlatmışsınız, kaleminize sağlık... Canımın sıkılmasından bağımsız olarak düzenli olarak kedimle konuşuyor ve sözlü sataşmalarda bulunuyorum :) Bence bir süre sonra o da sohbet ortamı olduğunu anlıyor ki cevaplara başlıyor ya da benim yorumumda sıkıntı var :)

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar:)
    Bu yazı sanki benim dilimden dökülen kelimelerden ibaretmiş gibi geldi okurken. Nasıl da benziyor yaptıklarımız sevdiklerimiz. Kedisiz bir yaşam bayağı, yavan, plastik çiçekler gibi aynı. Bunun üzerine ben de sık sık blog sayfamda yazılar yazıyorum. Ben de tek çocuğum. Kedileri hep severdim ama Cezayir'e gelene kadar kedim olmamıştı. İlk göz ağrım yaramaz kedim Charlotte kaçınca büyük bir üzüntü duydum, parçalandım sanki. Öyle ki başka kedileri onun kadar sevemezsem diye korktum. O kedisiz dönemde resmen bunalıma girdim. Eve bile gitmek istemiyordum. Boş sessiz oyunsuz tatsız donuk soğuk geliyordu onsuz olan her yer. Buraya yazmaya kalkarsam çooook olur o yüzden kısa kesiyorum:) Şimdi yeni kedim cicoz var hayatımda. Eşim de onu bir başka, değişik, tuhafça seviyor, ben de öyle. Kediler çok farklı hayvanlar. Onlarsız evler bana ev gibi gelmiyor. Kedilerin kurabiye kokularını hayatımın her alanında duymak, sıcaklıklarını hissetmek, minik ıslak burunlarına bir yerlerime yaslamalarını delicesine sevmek, çıtır salam kulaklarını ısırmak istemek, patilerini ağzıma sokmak istemek, o kıvrım kıvrım göbüşlerine kafamı yaslayıp uyumak fikirlerim sonsuza dek sürecek sanırım:) Kedim bana gurbette en harika yoldaş, arkadaş. Onunda öyle çok konuşuyorum ki sanırım deli olabilirim:) Yaşlanınca 100 tane kedisi olan ve herkesin acıyarak baktığı tuhaf olduklarını düşündükleri yaşlı, ağzında emzik gibi sigarası tüten ve süsü eksik olmayan kadınlardan olur muyum acaba diye düşünmeden de duramıyorum:) İyi ki kediler var! Yaşasın kedili yaşam! Süper yazı olmuş ayrıca gönülden de tebrik ediyorum. Kediler üzerine daha sayfalarca yazıp, sonsuza dek konuşabilirim. Sıkmamış olmayı ümit ediyorum. Sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne de güzel yazmışsınız, Ayrıca iyi ki bu yorumu bırakmışsınız, böylelikle ben de sizin blogunuzu keşfettim. Bir sürü okunacak yazı var, şahane (: sevgiler.

      Sil
  10. Bende geceleri uyuyamıyorum. Çok özpedim. Netede gri tekor kedi görsem gözlerim doluyor. Merdivenlersen cilarlen bir pusu kuran yok. Hunharva kum kazan yok. Ordan praya atlayan zıplayan yok.belimde uyiya kalan yok.boynuma dolanan yok.kafamda uyiya kalan yok.çenemi yalamasını Hatta ısırmasını bile özledim geceleri meğer beni uyutmamasına ne kadar alışmışım o hırlama sesine ne kadar alışmışım uyuyamıyorum zaten ...

    YanıtlaSil
  11. Bende geceleri uyuyamıyorum. Çok özpedim. Netede gri tekor kedi görsem gözlerim doluyor. Merdivenlersen cilarlen bir pusu kuran yok. Hunharva kum kazan yok. Ordan praya atlayan zıplayan yok.belimde uyiya kalan yok.boynuma dolanan yok.kafamda uyiya kalan yok.çenemi yalamasını Hatta ısırmasını bile özledim geceleri meğer beni uyutmamasına ne kadar alışmışım o hırlama sesine ne kadar alışmışım uyuyamıyorum zaten ...

    YanıtlaSil
  12. benim kedim bugün kayboldu çok kötü birşey bu birden kaybolunca gariblik geliyor onun oynadığı yerlere uyuduğu yerlere bakınca gözlerim doluyor keşke gelse onunla çok oynardı bir sokak kedisiydi
    çok tatlıydı... artık nerde kimin kedisini görsem aklıma geliyor... şuan bu yazıyı yazarken bile gözlerim doluyor onla çok oynardım );

    YanıtlaSil