27 Ekim 2013 Pazar

Londra'da Hafta Sonu, #3 - British Library


Bugün çok güzel bir gündü. Gerçekten. Her ne kadar yarın Londra'yı vuracak olan dev fırtınanın alametleri yavaştan kendini belli etse de, ayaklarımız yer yer yerden kesile kesile erkek arkadaşımla dolandık durduk. Fotoğraflarla anlatayım.

Bugünkü planımız, istasyonda buluşup British Library'e gidip kütüphane kaydını yaptırmaktı. Nedense ben açıktır diye tahmin ettim ama tahmin edilebilir bir şekilde kayıt ofisi kapalıydı, ama olsun. Çok çok güzel gezdik, bir de bonus olarak şahane bir sergi yakaladık. Neyse ben en baştan anlatayım. 

British Library'e, pek ünlü kütüphaneye gidebilmek için (metro kullanacaksanız eğer) Northern Line üzerindeki King's Cross St. Pancrass istasyonunda inmeniz gerekiyor. Ben daha önce hiç bu taraflara gitmemiştim, şahane güzelmiş. Metro istasyonundan çıkıp sağa doğru yürüdüğünüzde yukarıda gördüğünüz devasa bina ile karşılaşıyorsunuz, otel. Sonra 1-2 dakika daha yürüdüğünüzde işte karşınızda British Library. 



Çok da güzel bir bahçesi, var. Avlu gibi olan bu yerin ortasında "The Last Word (Son Söz)" adlı cafe bulunuyor. Hem havanın serinliğinden hem de günün Pazar olmasından dolayı çok kalabalık değildi. Güneşli günlerde, çalışmaya ara verip portakal suyu içmek için şahane bir yere benziyor.



Biraz buralarda dolandıktan sonra içeri girdik, gerçekten çok çok büyük bir yer. İçeride fotoğraf çekemedim pek, birinin çıkıp "Yasak!" demesinden korktum sanırım. Dediğim gibi, kayıt ofisinin kapalı olduğunu öğrenince biz de birazcık dolaşalım madem dedik. İyi ki de demişiz, son zamanlarda gezdiğim en minik, en sevimli sergiye denk geldik.

Serginin adı, "Picture This: Children's Illustrated Classics (Bunu Resmet: Çocuk Klasikleri İlustrasyonları)". 4 Ekim'de açılmış, 26 Ocak'a kadar devam edecekmiş, giriş ücretsiz. The Folio Socety'nin katkılarıyla hayata geçirilen bu sergide 20. yüzyılın en popüler 10 çocuk klasiğinin ilustrasyonlarının ilk hazırlandıkları zamanki halleri ve yıllar sonra, bugün, günümüz ilustratörleri tarafından nasıl yorumlandıkları gözler önüne seriliyor. Çok afilli cümleler kurdum ama başka nasıl anlatılır bilemedim. Peki bu 10 kitap hangileri?
Hobbit, Peter Pan, Paddington Bear, The Wind in the Willows, Just So Stories, Charlie and the Chocolate Factory (Charlie'nin Çikolata Fabrikası), The Railway Children (Demiryolu Çocukları), The Secret Garden (Gizli Bahçe), The Borrowers (Minik Kahramanlar), The Iron Man. Benim en sevdiklerim elbette The Borrowers ve Charlie and the Chocolate Factory oldu. Erkek arkadaşımsa Iron Man'in başından ayrılamadı. Bir de şey çok hoşuma gitti, küçük bir sergi olmasına rağmen, 3-4 tane minik ekran ve bu ekranlara bağlı kulaklıklar vardı. Klasik çocuk hikayelerini günümüzde tekrar resimleyenlerin deneyimlerini kendi ağızlarından dinleyebiliyordunuz. Dil seçeneği var mıydı tam hatırlayamıyorum.


Fotoğraf çekmek bu bölümde özellikle yasak olduğundan maalesef size gösterecek bir şeyim yok, ama şuradan serginin sitesine gidebilirsiniz. Şuradan da neredeyse bizim sergide gördüğümüz tüm çizimleri görebilirsiniz (sayfanın sağındalar). Burada da The Telegraph'da sergiye dair yayınlanmış bir yazı var (İngilizce), buradan da çizimleri inceleyebilirsiniz. 

Sergi çok kalabalık değildi, gezenler genellikle orta yaş ve üzeri insanlardı. Nostalji herkesin hoşuna gidiyor demek ki (: Bir de sergiye annesiyle gelen, yere uzanıp kitap ilustrasyonlarına bakıp bakıp kendi defterine bir şeyler çizen bir kız vardı, bayıldım. Kütüphanenin satış mağazasında sergiye özel ürünler de satılıyor. Yüksek fiyatlar (ya da bizim kısıtlı bütçemiz) nedeniyle biz sadece acıklı gözlerle uzaktan bakabildik. Olur da yolunuz Londra'ya, bir de British Library'e düşerse Ocak sonuna kadar, mutlaka gidin bir bakın derim bu sergiye. Hatta gidecekseniz birazcık da para biriktirin ve Winnie the Pooh'lu seramik tabak-kupa takımından satın alın, benim yerime de demli bir çay için, yanında da poğaça yiyin.

Londra'daki bir başka Pazar günü de böyle geçti. Güzel geçti. Umarım sizin de hoşunuza gitmiştir. Belki kütüphane içinden fotoğraf bekleyenler hayal kırıklığına uğradı, kusura bakmayın. Kaydımı yaptırıp içeri girebilsem fotoğraf çekecektim ama kısmet değilmiş. Belki de çekemeyecektim, izin veriyorlar mı bilmiyorum. Her neyse, daha önümde bir sürü gün var, kütüphaneli gün hem de. 

Umuyorum siz de güzel bir Pazar geçirmişsinizdir. Sizi bugün gördüğümüz sincaplardan biriyle uğurluyorum.



1 yorum:

  1. Sergiyi çok merak ettim..Keşke fotoğrafa izin verselermiş.. Teşekkürler, hafta sonu paylaşımlarını çok seviyorum lütfen devam et :)

    YanıtlaSil