11 Eylül 2011 Pazar

Zift gibi bir şey.


"Komiser dışarı çıkarken içini çekerek:

- Şu hastalık lafı çıktı çıkalı işimiz zaten başımızdan aşkın, dedi.

Doktora durumun ciddi olup olmadığını sordu, Rieux de bir şey bilmediğini bildirdi.

- Havadan oluyor, diye kestirip attı komiser; sebep bu işte.

Herhalde havadandı. Gün ilerledikçe, zift gibi bir şey ele bulaşıyordu. Rieux ise her ziyarete gittiği yerde içinde korkunun gittikçe çoğaldığını duyuyordu. Aynı günün akşamı kenar semtte ihtiyar hastanın komşusu kasıklarını sıkıyor ve sayıklamalar içinde kusuyordu. Düğümler kapıcınınkinden daha da büyüktü. Bir tanesi irin topluyordu, çok geçmeden çürük bir meyve gibi patladı. Ecza deposuna telefon etti. Bu tarihte tutmuş olduğu notlarında bu konuda şunlar yazılmıştır: "Cevap olumsuz". Buna benzer başka hastalara da çağırıyorlardı doktoru. Apseleri deşmek gerekiyordu, bu belli bir haldi. Çaprazlama iki bisturi darbesi, düğümlerden kanlı bir cerahat dışarı akıyordu. Hastanın parçalanan yarası kanıyordu. Fakat bacaklarda, karında lekeler görünmeye, irinleşmesi duran bir düğüm gene şişmeye başlıyordu. Çok defa hasta iğrenç bir koku içinde ölüyordu."

Albert Camus, Veba.

2 yorum:

  1. Canım nasıl okumak istedi. Veba'yı balkonda öğle güneşine inat elimden bırakamayarak okuyup, bitirivermiştim bir günde. Lise sondaydım. vayy bee 7-8 sene geçmiş üzerinden.

    YanıtlaSil
  2. ben okumadım , ama şu an kötü hisler getirecek birşeyler ruh halime hiç iyi gelmez.

    YanıtlaSil