11 Eylül 2011 Pazar

Kitap söyleşilerinin son konuğu: Liza!


Okuyan Kedi: Naber Liza, nasılsın?

Liza: İyiyim, sen nasılsın. Böyle de çok komik oldu ya sanki daha demin tanışmışız gibi. Bir de daha önce hiç skype üzerinden bu kadar ciddi bir konuşma yapmadım. Bir ilk olacak.

OK: Evet tabi orası öyle de işi raconuna uygun yapmak lazım, değil mi?

L: Evet orası öyle tabi. Cena bile yaptıysa ben elbette yaparım (:

OK: Şimdi kitaplar hakkında falan konuşucaz, biliyorsun zaten. Ama önce azıcık kendini tanıt bence.

L: Tamam. 18 yaşındayım. Senin kuzeninim. Üniversiteye bu sene başladım. Sanat Tarihi bölümünde. Amerika'da. Şimdi de Amerika'dayım zaten. Bu kadar. Sen sorsan, ben söylesem? Böyle zor oluyor.

OK: Tamam, sorulara geçiyorum o zaman. Önce kitaplar ile ilişkinden bahsedelim. Ne dersin? Mesela okumak ne anlama geliyor senin için, gibi son derece klişe bir soru ile başlayalım.

L: Okumak sanırım birkaç sene öncesine kadar boş zaman uğraşıydı fakat bir süre sonra bunun artık benim için bir ilgi alanı olduğuna karar verdim. Yani artık olay kitap okumaktan çok edebiyat ile ilgilenmek halini aldı.

OK: Peki bu ikisi arasındaki farktan biraz bahsetsene.

L: Herkes için farklıdır tabi ama bana göre okumak eğer sadece okumak içinse herhangi bir plana, programa, listeye uymaz. Daha gelişigüzeldir. Ama hani küçümsemek ya da hafife almak için demiyorum bunu. Ama eğer edebiyat ile ilgileniyorsanız, daha planlı okumalar yapmanız gerekir bence. Akımları, yazarları tanımalı, kuramdan anlamalısınız.

OK: Ohoo sen çok mantıklı cevaplar veriyorsun ama şimdi kimse senin 18 yaşında olduğuna inanmayacak. Neyse, o zaman ben merak ettiğim bir soruyu sorayım, her ne kadar cevabı bilsem de okuyucular da öğrensinler. Son birkaç senedir okul, dersler, sınavlar epey yoğundun. Ama bu esnada kitap okumaya ara vermediğinin şahitlerinden de biriyim. Nasıl başardın bunu?

L: Ya evet son birkaç sene sıkıntılıydı ama benim şansıma ben çok gürültülü yerlerde okuyabiliyorum kitap. Mesela vapur beklerken. Bir de arabada da okuyabiliyorum. Böylece yolculuklar hem ders yorgunluğumu atmama hem de kitap okumama yardımcı oldu. Biliyorsun, gece okumadan uyumam. E tabi her gün araba yolculuğu yaptığım ve her insan gibi uyuduğum göz önüne alınırsa, epey okudum. Sıkıldıkça da okudum, derslerden bunaldığımda. Ondan pek sorun olmadı.

OK: Peki. Bu aralar özellikle okuduğun bir yazar ya da tür var mı? En son ne okudun?


L: Aslında ben de senin gibi bir yazar üzerinde çok takılı kalmıyorum. En azından bir süre için bu böyle gidecek gibi. Mümkün oldukça fazla şeyle karşılaşıyım istiyorum edebiyattaki acemilik dönemimde. Fakat bu aralar James Joyce ilgimi çekiyor. En son da Dublinliler'i okudum. Bundan sonra biraz Amerikan kısa öykü yazımına bakmak istiyorum. Çok geniş bir alan ama bakalım, bir yerden başlamak lazım.

OK: Kitap okuma konusunda birçok konuda benzesek de sen aynı anda çok fazla kitap okuyabiliyorsun sanırım, doğru mu?

L: Evet. Çok fazla da değil aslında, üçe kadar çıktığı oluyor. Zaten en son bitirdiğin kitap deyince de bir an duraksadım çünkü Dublinliler ile aynı anda Charles Dickens'ın Büyük Umutlar ve Virginia Woolf'un Üç Gine kitaplarını bitirdim. Ama bu hep yaptığım bir şey değil, üç kitabı aynı anda okuyabilmek için yaz gibi boş bir dönem gerekiyor.

OK: Hani dedin ya bir yerden sonra okumakla kalmayıp edebiyatla ilgilenmeye karar verdim diye, bu durum bir kitap sonrasında mı oldu? Gerçekten bir kitap okuyup hayatı değişenlerden misin?

L: Hayatım değişmedi ama evet bir kitaptan sonra, edebiyatın sanat tarihi vb. Konulardan sonra beni mutlu ettiğini fark ettim. Kitap da Alice Walker'ın Renklerden Moru'ydu.

OK: Şimdi konuyu biraz dağıtalım. Şeyi merak ediyorum, liselerde hangi kitaplar okunuyor. Hangi kitapları okumak cool yapıyor okuyucuyu?

L: Coolluk konusunda pek emin değilim ama tahmin edersin vampir kitapları epey popüler bir de Sex and the City tarzı özgür ama aynı zamanda aşkı arayan kadın kitapları. Klasikler pek popüler değil açıkçası. Hareketli bir şeyler arıyor bence insanlar.

OK: Sen ne düşünüyorsun bu kitaplar hakkında. Doğru söyle, okudun mu sen de?

L: Vampirli olanları okudum. Ama bak zaten ne yazar adı ne de seri adı verebiliyorum çünkü o kadar fazla var ve hepsi birbirine o kadar benziyorlar ki. Çok okunuyor bu kitaplar çünkü sadece gözlerinle satırı takip etsen de anlayabileceğin kadar basit bir dille yazılmışlar bir de her gencin derdi olan aşk vb. konular üzerinden şekillendiğinden olaylar, çekici geliyor çoğu kişiye.

OK: Biraz kitap alışverişinden bahsedelim. Sen nerelerden alıyorsun kitaplarını?

L: Ben Türkçe kitaplar için Kadıköy Penguen'e gidiyorum, senin gibi. Fakat sanat kitapları ve tercümesi olmayan ya da özellikle orijinal dilinde okumak istediklerim için Amazon'u tercih ediyorum. Son 10 senedir Amazon'u kullanıyoruz, çok da memnunuz. Ama artık Amerika'dayım burada da süper kitapçılar buldum, sen geldin mi ilk iş oralara götürücem seni de.

OK: Tamam! Bana daha önce sorulmuş bir soruyu şimdi sana sorucam. Bir kitabı en başından adım adım okuma aşamalarını anlatır mısın bize?

L: İlk olarak kitaba karar veriyorum. Genelde toplu kitap alışverişleri yapıyorum, yani elimin altında hep okunmamış kitaplar oluyor. Aralarından o anki ruh halime, merakıma göre bir seçim yapıyorum. Kitapların üzerine çok not alırım, sayfaları kıvırırım, epey hırpalarım yani kitapları biliyorsun. Bazı kitapları ağır okumayı severim, sindirerek. Bazılarını bitsin diye çabuk okurum. Hiç belli olmaz. Ama sevdiğim bir kitabın sonuna gelmişsem hep biraz üzülürüm. Sonra o kitaba sık sık geri dönerim zaten.

OK: Peki çocukken okuduklarını hatırlıyor musun? Hala duruyorlar mı?

L: Evet hala duruyorlar, bu konuda şanslıyım. Çocukken çok fazla Asteriks okuduğumu hatırlıyorum. Sonra macera kitapları vardı mesela Thomas Brezina'nın yazdığı hatta senin kitaplarını okuyordum. Onlar kalmış aklımda.

OK: Çevrende, okulda mesela okumakla hiç alakası olmayanlar var mı?

L: Elbette var ama bilmiyorum ben en yakından kendi okulumu biliyorum ve bize iyi bir eğitim verildiğini düşünüyorum. Yani edebiyatın temelleri hakkında az çok herkesin bilgisi var da kaçı kendi isteğiyle kitap okur dersen onu bilemem. Ama işte bir de dersler falan var, herkesin bahanesi de hazır yani.

OK: Öyle tabi. Peki son olarak şu an masanın üstünde hangi kitaplar var?

L: The Lost Beatles Photographs: The Bob Bonis Archive, Ways of Seeing (John Berger) ve Teneke Trampet (Günter Grass).

OK: O zaman sana iyi okumalar. Süper bir röportaj oldu, teşekkürler!

L: Rica ederim (:

5 yorum:

  1. çok güzel bir söyleşi olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. Güzel olmuş ama neden son konuk?Hayır son konuk olmasın devam etsin.

    YanıtlaSil
  3. Yok o anlamda son değil (: hani son moda gibi, "latest" anlamında.

    YanıtlaSil
  4. Keyifli bir söyleşi olmuş.
    Teşekkürler:)

    YanıtlaSil