28 Temmuz 2013 Pazar

Saksı Olmanın Faydaları - Stephen Chbosky


Epeydir hakkında bir şeyler yazmak istediğim ama nedense bir türlü faaliyete geçemediğim kitap, Saksı Olmanın Faydaları. Belki siz onu Perks of Being a Wallflower adıyla çekilen filminden ve ünlü mü ünlü Emma Watson'ın bu filmde oynuyor oluşundan biliyorsunuzdur. 

Öncelikle kitabın adı bana biraz garip geldi, saksı galiba tam karşılığı olmamış wallflower'ın. Wallflower, İngilizce'de şuna denk geliyor, hani olur ya, olmadık yerlerde çıkan çiçekler vardır, her şeye rağmen varolmaya ve büyümeye devam ederler. Ana karakter Charlie tam da böyle aslında; etrafında olan biteni görüyor, duyuyor, anlıyor ama hep sessiz kalıyor. Çok da göze çarpan biri değil, bir orkide değil, dev bir kaktüs hiç değil.

Perks of Being a Wallflower adıyla ilk olarak 1999'da yayınlanmış. 2012'de ise başrollerini Emma Watson, Ezra Miller ve Logan Lerman'ın paylaştığı filmi çekildi, bu sefer Chbosky yönetmen koltuğundaydı. Filmi henüz izlemedim ama epey merak ediyorum. Filmin IMDb puanı 8.1/10.

İçine kapanık, kafasının içindeki sesler bir türlü susmak bilmeyen Charlie'nin hikayesi bu aslında. 90'larda Amerika'nın herhangi bir kasabasında yaşayan bir gençten pek de farklı şeyler yaşamıyor sanırım: kasetlere şarkı çekiyor, orada burada dolaşıyor ve sonuç olarak bir Amerikan gençlik klasiği olarak "lise" karşımıza evrenin en kaotik alanı olarak çıkıyor. Ben bu lise anlatılarını pek sevenlerden değilim belki de bu nedenle kitaptan çok etkilenmedim. Belki de sandığımından daha da yaşlıyım ve kendi lise deneyimlerimi unuttum bile, Charlie ile çok bağ kuramadım. Ama az çok nasıl biri olduğunu anladım Charlie'nin, eminim sizi de çevrenizde böyle insanlar vardır, belki de siz böyle birisinizdir. Charlie genellikle edilgen bir konumda, hep insanları dinliyor, onların rahat etmesi için elinden geleni yapıyor ve tüm bunları gerçekten samimi bir şekilde ortaya koyuyor. Hiçbir zaman ilk adımı atan, gruptaki en sivri lafları eden olmuyor, olamıyor. Ama tabi kafasının içinde hep bir şeyler var, hepimizin var, ama o biraz daha kayıp gibi. Yoksa hepimiz en az Charlie kadar kayıp mıyız? 

Kitap epey Çavdar Tarlasında Çocuklar kıvamında, yazar da farkında ve bu durumdan memnun gibi. Yine o çocukluk ve yetişkinlik arasının orta halli masumiyeti var karakterlerde. 'Gerçek hayat'a atılmadan önceki o son umut patlamaları ve tutunacak bir şey arayışları... Charlie'nin kurtarıcısı edebiyat ve sinema oluyor, İngilizce öğretmeninin tavsiyeleri bu konuda yardımcı oluyor. Hangi kitapları okuyor derseniz, Bülbülü Öldürmek (Harper Lee), Peter Pan (J.M. Barrie), Muhteşem Gatsby (Scott Fitzgerald), Yabancı (Albert Camus), Çavdar Tarlasında Çocuklar (J.D. Salinger), Hamlet (William Shakespeare), Cennetin Bu Yakası (Scott Fitzgerald), Hayatın Kaynağı (Ayn Rand), Walden (Henry David Thoreau), Yolda (Jakc Kerouac). Lise yıllarında keşke bana da okuma ve izleme konusunda yol gösteren birileri olsaydı dedim içimden. 

Kitabın Goodreads puanı 4.16/5. Ben 3 verdim. Okunası bir kitap, hele sonundaki o dönemeç insanı epey şaşırtıyor. Benim olayı idrak etmem uzun sürdü. Yine Çavdar Tarlasında Çocuklar'dan yola çıkarak, Salinger'ı sevdiyseniz Chbosky'i de sevebilirsiniz diyerek bitiriyorum. Lafın kısası, iyi bir kitap. Ben bir süre sonra tekrar okumayı düşünüyorum, sanki bir şeyler eksik kaldı çünkü.

2 yorum:

  1. Festival zamanında saati uymadığı için filme gidememiştim. Okumak daha zevkli olacaktır. Listeye ekledim =)

    YanıtlaSil
  2. yok böyle bir film harika

    YanıtlaSil