12 Temmuz 2013 Cuma

Girl, Interrupted - Susanna Kaysen

Winona Ryder ve Angelina Jolie'nin başrollerinde oynadığı, zamanında pek ünlü olmuş Girl, Interrupteed filmini kaç kere izledim bilmiyorum. Her izlediğimde farklı bir şey dikkatimi çekiyor, bir dahaki izleyişimde acaba ne bulacağım merakıyla tekrar tekrar izliyorum, sonsuz bir döngüye giriyor. Nedense bugüne kadar kitabını okumak hiç aklıma gelmemişti.

Otobiyografik bir kitap Girl, Interrupted hatta memoir (anı) da denilebilir. Susanna 18 yaşındayken intihara yelteniyor, 1967 yılında, daha önce hiç görüşmediği bir psikiyatriste götürülüyor ve 15 dakikalık görüşme sonunda McLean Psikiyatri Hastanesi'ne 2 haftalığına yatırılmasına karar veriliyor. O iki hafta, iki yıla evriliyor, Susanna bu kitabında hastaneyi, diğer hastaları ve yaşadıklarını anlatıyor. Esasında daha çok kendi yaşadıklarını, konulan tanıyı ve tüm olan biteni anlamaya çalışıyor gibi. Film, kitaptan esinlenilerek çekiliyor, büyük farklar var kurguya dair.

McLean Psikiyatri Hastanesi gelir düzeyi yüksek ailelerin maddi olarak karşılayabilecekleri bir yer, ücretler epey yüksek. Burada kalmış, ara ara gidip gelmiş ünlüler de var. Sylvia Plath, Ray Charles, Anne Sexton benim aklıma gelenler. Ama biz yine de işi magazinleştirmekten uzak duralım bence çünkü işin özü, yaşananlar epey tatsız. Susanna'ya Personality Disorder tanısı koyuluyor, Türkçe'ye sanırım Kişilik Bozukluğu olarak çevriliyor. Hastanede şizofreni tanısı konmuş Georgina ile aynı odayı paylaşıyor. Yan odalarda ise kendini yakmış ve yüzünün yarısını yara izi kaplayan Polly ve sosyopat olduğu düşünülen Lisa (filmdeki Angelina Jolie) var.  Karakterleri hastalıkları üzerinden tanımlamak pek hoş olmadı biliyorum, ancak genel olarak bir fikir vermesi için belirtmek istedim. Yer yer atışmalar ve kavgalar olsa da, bir arada yaşayabiliyorlar ve ilginç olan, her biri kendilerinkinden çok arkadaşlarının rahatsızlıklarının farkındalar. Bir şekilde hayat devam ediyor yine de.

Kitap Susanna hastaneden çıktıktan 25 yıl sonra yazılıyor. Olan bitene geri dönüp bakılarak yazılan bu kitapta, hastane yaşamı, acıklı ve komik olayların anlatımının yanısıra Kaysen'ın sıklıkla kendine konulan tanıyı, 'akıl hastası/deli' olma kavramını sorguladığını görüyorsunuz. Yazarın kendisinin de ifade ettiği gibi, onun durumunu ilginç (belki de sıradan) kılan gerçekliği farklı algılayışının ve yer yer bu gerçeklikten kopuşunun dahi son derece farkında olması. Bu tür bir bilinçle içinde bulunduğu McLean Psikiyatri Hastanesi anıları, kitabı farklı ve özel bir yere koyuyor bana kalırsa. Kitabı 3 saat gibi kısa bir sürede bitirsem de sonrasında saatlerce düşünmeye iten bu oldu zaten. Psikoloji'ye giriş dersleri almışlığım vardır ama ciddi anlamda merak etmemiştim hiç bugüne kadar tüm bu kavramları, hastalık adlarını ve tedavi yöntemlerini. Şu an ise 3 farklı kitabı aynı anda okuyorum, hepsi de psikolojik rahatsızlıklar ve terapi yöntemleri ile ilgili. Bir süre daha bu konuda okuyacağım gibi görünüyor. 

Son olarak bana ilginç gelen bir noktadan bahsetmek istiyorum. İlki, hemşire ve doktorlara zaman zaman son derece kırıcı ve agresif davanan McLean sakinlerinin hastanede görev alan genç intörnlere olan tutumlarına dair. Polly, Lois ve Georgina'nın kendi yaşlarındaki bu 'normal' insanlara tutumu o kadar sevecen ki... Susanna durumu şöyle yorumluyor, "onlara 'normal' davranıyorduk, onlar bizim dışarıda 'normal' hayatlar süren proxylerimizdiler (vekil, temsilci ya da kopya anlamında). Onların hastanede bulunuş sebebi psikiyatri konusunda bir şeyler öğrenmekti, işin komik yanı biz onlara 'normal' davrandıkça onlar hiçbir şey öğrenemiyorlardı ama arkadaş oluyorduk". Bu direkt bir alıntı değildi, aldığım notlardan böyle bir çeviri yaptım. Kitabı geri verdim çünkü kütüphaneye nedense erkenden.

Ben sanırım biraz fazla hızlı okudum bu kitabı, son derece akıcı olmasının ve 3-4 sayfalık anekdotlar şeklinde kurgulanmış olmasının da etkisi oldu. Şimdi keşke biraz daha yavaş okusaymışım diyorum. Halihazırda epey yorucu bir kitap işlediği konu sebebiyle. Bu kitabı okuyanlara ve beğenenlere, Joanne Greenberg'in Sana Gül Bahçesi Vadetmedim romanını öneririm, ki o çok daha karışık ve dikkatli bir okuma gerektiren bir kitaptır. Aklınızda bulunsun.

Goodreads'de 3.82 / 5 almış bu kitap. Benim değerlendirmem 4 yıldız oldu. Kitabın Türkçe çevirisi yok sanırım, en azından ben bulamadım. İngilizce okumak istemezseniz ama çok da meraklandıysanız size aynı isimli filmini öneririm. Kitap da film de ayrı ayrı ilginç bence, bu nedenle klasik kitap-film kıyaslamasını yapamayacağım.

5 yorum:

  1. Prozac Toplumu da benzer bir film, o da bir kitaptan uyarlama, kitabını okumadım ama filmi izledim, tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  2. Ben de yazısını yazdığım Girl, Interrupted için birkaç yazıya bakarken rastladım Prozac Nation'a, not almıştım ancak filmi olduğunu bilmiyordum, öneri için çok teşekkürler (:

    YanıtlaSil
  3. İngilizcesi çok zor mu peki

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, ingilizce seviyeniz nedir? Belki ona gore kendime bir yol cizebilirim :)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba, Girl Interrupted filmini az önce bitirdim fakat filmdeki Winona Ryder 'in canlandırdığı Susanna Kaysen'in geçmişten gelen meselesini anlayamadım. bebekken bişey olmuş o mu?

    YanıtlaSil