29 Ağustos 2012 Çarşamba

"Gelişigüzel Kitaplardan Rastgele Sayfalar Serisi" başlıyor!


Bir Salı gecesinden herkese merhaba. Her ne kadar bana sabahatan beri Pazar günüymüş gibi gelse de. Galiba yarın sabah İstanbul’a dönecek olmam bu kafa karışıklığını yaratıyor. Evet, maalesef İzmir tatilimin sonuna geldim. Aslında çok da maalesef değil çünkü İstanbul’u, evimi epey özledim. Pıtı pıtı geri dönüyorum.

Bugün epey keyifli geçti. Hava birden bire soğudu, herkes bu serinliği nasıl da özlemiş. Tüm gün birkaç post önce bahsettiğim kitap odasını yerleştirmekle uğraştım. Başlarda epey keyifliydi ancak kolilerden kitap çıkarmak için eğilip kalkmak, yer yer 3-4 belki de 5 kiloyu bulan dev kitapları taşımak belimi mahvetti. Bu yazıyı da yatarak yazıyorum. Bir günde yapılacak iş de değilmiş, bunu da anlamış olduk. 10'a yakın koli vardı, kitap kolileri. Yarısını belki düzgün düzgün gruplara ayırarak yerleştirdim ancak saatler ilerledikçe elime geldiği gibi koymaya başladım. Bir dahaki İzmir ziyaretimde tekrar elden geçirmek gerekecek hepsini. Bu arada bazen kitaplık düzenlemeleri hakkında mailler alıyorum, özellikle kitapları neye göre grupladığımla ilgili. Yarın ya da öbür gün, kısacası pek yakında bu konuda epey detaylı bir yazı yazacağım.

Blogda serilerin ardı arkası kesilmek bilmiyor. Yeni seri ise kitaplık yerleştirirken aklıma geldi. Aslında itiraf da etmem gerek belki, koliden kitap çıkarıp pat diye rafa dizmedim. Hani rafa bardak dizmek gibi olmadı pek. Elime aldığım her kitabın adına baktım, şöyle fıırt diye bir sayfaları çevirdim bakalım arasından bir şeyler çıkacak mı, arka kapağa baktım, ilk sayfaya baktım (buraya genelde tarih atarım)... Hal böyle olunca iş uzadıkça uzadı. Bir yerden sonra baktım ben rastgele bir sayfa açıp okumaya bile başlamaşım azıcık azıcık, işte orada buna bir son vermem gerektiğini fark ettim. Aynı zamanda bu rastgele sayfa okuma işini de pek sevdim. Sonra aklıma güzel bir seri geldi. “Gelişigüzel Kitaplardan Rastgele Sayfalar Serisi”. Bir de ekşisözlük’te sanki böyle bir şey vardı. Rastgele bir kitabın bilmemkaçıncı sayfasındaki blabla cümlesi. Pek anlaşılır olmadı tabi. Her neyse. Aklımdaki şu: Ben ara ara kitaplığımdaki rastgele bir kitabın bir sayfasından gözüme ilk çarpan noktadan itibaren , paragraf sonuna kadar alıntılayıp post’a yazıcam. Kitap adı, yazar da veriyor olacağım ki sizi meraklandırdıysa o alıntı, belki kitabı okumak bile istersiniz. Dahası da var. Diyelim ki ben o kitabın 74. Sayfasına bakmışım. O postun yorum kısmına siz de elinize geçen ilk kitabın 74. Sayfasından bir alıntı yapıp yazabilirsiniz. Ben de sizden gelenleri yayınlarım büyük keyifle. 

Ne dersiniz? Nasıl fikir? Bence epey eğlenip meraklanabiliriz.

Bu neşeli, mutlu yazının en büyük sebebi Beril’den gelen mail. Mailine uzun bir cevap yazmadan önce buradan teşekkür edeyim dedim. Kelimeler güçlü. Nasıl mutlu oldum bilemezsin.

Son olarak geçen haftalarda gerçekleşen kanaviçe kitap ayracı çekilişinin kazananlarına İstanbul’a döner dönmez hediye paketlerini yolluyor olacağım. Tekrar tekrar özür bu sebepli gecikme için.

Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder